TCMB'nin Faiz Artışı ve Döviz Rezervleri Üzerine Değerlendirme

TCMB'nin Faiz Artışı ve Döviz Rezervleri Üzerine Değerlendirme
25.04.2025 02:19
TCMB'nin faiz artırma kararının arka planında döviz rezervleri ve iç talep dinamikleri yatıyor. Bu durum, piyasalarda önemli etkilere yol açabilir.

TCMB'nin Faiz Artışı ve Döviz Rezervleri Üzerine Değerlendirme

TCMB’nin faiz artırma kararı, döviz rezervlerindeki düşüşü tersine çevirmek ve güçlü iç talep görünümünü desteklemek amacıyla alınmıştır. Piyasalardaki beklentilere rağmen, bu durum önemli sinyaller taşımaktadır. Faizlerin yüksek seviyelerde tutulması, döviz satışı ve iç talep dinamikleri ile doğrudan ilişkilidir.

Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonrasında açıklanan bilanço verileri, TCMB’nin faizleri sabit tutma yönündeki piyasa beklentilerine karşın neden faiz artırdığını anlamak açısından kritik bilgiler sunmaktadır. TCMB’nin birinci önceliği, döviz rezervlerindeki düşüşü tersine çevirmek olmakla birlikte, güçlü iç talep görünümü de faizlerin bir süre daha yüksek seviyelerde tutulmasına olanak sağlamaktadır.

Döviz İşlemleri ve Rezerv Değişimleri

TCMB’nin piyasayla gerçekleştirdiği döviz işlem tutarları, kurumun açıkladığı çeşitli verilerin bir araya getirilmesiyle tahmin edilebilmektedir. Bu tahminin temel yöntemi, rezerv değişimine yol açan bilinen kalemleri dışarıda bırakıp kalan farkı döviz işlemleri olarak değerlendirmeye dayanmaktadır. Bu yöntemle işlemler, günlük bazda dahi izlenebilmektedir.

TCMB’nin dış varlıklarındaki değişim, başta swap işlemleri toplamı, kamu döviz mevduatı ve bankaların zorunlu karşılık döviz mevduatları gibi kalemlerden etkilenmektedir. Ayrıca, altın rezervlerindeki günlük değişimlerden kaynaklanan etkiler de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu kalemlerin dışında kalan dış varlık değişimi ise büyük ölçüde TCMB’nin piyasa ile yaptığı döviz işlemlerini yansıtmaktadır.

18 Nisan Haftasındaki Rezerv Değişimleri

TCMB’nin en son açıklanan analitik bilançosuna baktığımızda, dış varlıkların 18 Nisan haftasında 0.6 milyar dolar azaldığı görülmektedir. Bankaların TCMB nezdinde zorunlu karşılık ve teminat depo kapsamında tuttukları dövizlerin 0.6 milyar dolar azalması, brüt rezervini olumsuz etkilemiştir. Yurtiçi bankalarla yapılan swap hacmi ise aynı hafta 0.1 milyar dolar artarak net rezervi sınırlı ölçüde olumlu etkilemiştir.

Aynı dönemde altın fiyatlarındaki yükselişin net rezervlere 2.2 milyar dolarlık pozitif katkı sağladığı tahmin edilmektedir. Kamunun döviz mevduatı ise incelenen haftada, döviz cinsi tahvil ihracı nedeniyle 1.7 milyar dolar artmıştır. Tüm bu kalemlerin toplam etkisi, brüt rezervi 3.4 milyar dolar artırıcı yönde etki yapmıştır.

Döviz Satışları ve Faiz Oranları

TCMB’nin aynı hafta içerisinde piyasa ile yaklaşık 4.1 milyar dolarlık döviz satışı gerçekleştirdiği gösterilmektedir. Böylece TCMB, üst üste beş haftadır döviz satışı yapmış ve bu dönemdeki toplam satış tutarı 49.5 milyar dolara ulaşmıştır. Geçtiğimiz haftaya ilişkin döviz işlemlerinde dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise, satışların en yoğun olduğu günün 16 Nisan olmasıdır.

Bu tarihte gerçekleşen yaklaşık 3.5 milyar dolarlık satış, valör farkı nedeniyle 17 Nisan tarihli bilançoya yansıdı. PPK toplantısının hemen öncesinde yapılan bu yüklü döviz satışı, TCMB’nin sürpriz faiz artış kararında etkili olmuş olabilir. İç talebin güçlü seyrettiği ve üretimin potansiyelin üzerine çıkmış olabileceği değerlendirmeleri, TCMB’nin faiz politikalarını şekillendirmektedir.

Sonuç ve Beklentiler

TCMB, PPK sonrasında sınırlı miktarda yüzde 46 faizle bankaları fonlamaya başlamış olmasına rağmen, henüz piyasadaki tüm TL likidite ihtiyacını bu yol ile karşılamamaktadır. PPK’dan sonraki ilk gün yüzde 46 faizle 100 milyar TL olarak açtığı 1 hafta vadeli repo ihalesini, ikinci gün 50 milyar TL’ye, üçüncü gün ise 10 milyar TL’ye düşürmüştür. Bu nedenle kısa vadeli faizler PPK sonrasında yüzde 49’a kadar yükselmiştir.

TCMB’nin fonlamayı sınırlı tutmasının temel nedeni, piyasayı döviz satışına teşvik etmek gibi gözükmektedir. Piyasa, TCMB’ye döviz sattığında karşılığında TL likiditesi elde edeceğinden, bu durumda bankalararası piyasa’daki kısa vadeli faizler yüzde 46 seviyesine gerileyebilir. TCMB döviz alışına başlayamazsa, TL likiditesi sıkışık seyredeceğinden faiz oranları yüzde 49 seviyesinde kalmayı sürdürecektir.

Bize Ulaşın