2024 Enflasyon Raporu: Türkiye'nin Ekonomik Geleceği İçin Kritik Yıl

06.01.2025 09:49
2024 yılı enflasyon oranı yüzde 44.38 olarak belirlendi. 2025, dezenflasyon süreci için kritik bir yıl olacak. Merkez Bankası'nın para politikaları ve ekonomik reformlar, gelecekteki enflasyon hedefleri için önem taşıyor.

2024 Enflasyon Raporu: Türkiye'nin Ekonomik Geleceği İçin Kritik Yıl

2024 yılı enflasyon oranı yüzde 44.38 olarak belirlendi. 2025, dezenflasyon süreci için kritik bir yıl olacak. Merkez Bankası'nın para politikaları ve ekonomik reformlar, gelecekteki enflasyon hedefleri için önem taşıyor. Eğitim, konut, lokanta-oteller ve sağlık gibi harcama grupları, genel TÜFE rakamının üzerinde artış kaydetti. Ancak, konut dışındaki grupların tüketim sepetindeki ağırlıkları düşük olduğu için enflasyona etkileri sınırlı kaldı.

2024'ün en düşük aylık enflasyonu yüzde 1.03 ile aralık ayında gerçekleşti. Yıllık enflasyonun 10.89 puanı gıda ve alkolsüz içeceklerdeki fiyat artışlarından, 9.8 puanı ise konut grubundan kaynaklandı. Ulaştırma grubu ise sepetteki ağırlığına kıyasla enflasyona daha sınırlı etki yaptı. Geçen yıl Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 38'di, ancak tahminin 6.38 puan saptığı görüldü.

2025 Yılı İçin Kritik Değerlendirmeler

2025, dezenflasyon için kritik bir yıl olacak. Sıkı para politikasına geçiş yapılmasaydı, enflasyon üç haneli rakamları görebilirdi. Sıkı para politikasının faydası görüldü, ancak enflasyonla mücadelede politika faizine fazla bel bağlandı. Diğer politika araçlarından yeterince destek alınmadı. Bu yıl elde edilecek başarı, gelecekte enflasyonu tek hanelere indirmenin anahtarı olabilir.

Ancak, tam saha baskıyla mücadele etmek yerine göstermelik bir baskı ortaya konursa, enflasyondan kontra atak görülebilir. Uygun sıkılıkta bir para politikası duruşu, iyi tasarlanmış bir para politikası iletişimi ve kamu maliyesinin desteği gereklidir. 2025'te daha fazla mücadele edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

İki Önemli Bulgunun Önemi

Merkez Bankası'nın para politikasının iletişim ayağını daha güçlü ve etkili bir şekilde yönetmesi için 2025'te ekstra çaba sarf etmesi gerekiyor. Araştırma tarafında Merkez Bankası ekonomistlerinin son zamanlarda önemli işler ortaya koyduğu belirtiliyor. Geçen hafta yayımlanan bir çalışma, Türkiye'de enflasyonun yükseldiği dönemde, rekabet düzeyi düşük sektörlerdeki şirketlerin kâr marjlarını daha hızlı artırdığını gösteriyor.

Yaklaşık 1.2 milyon şirketin verileriyle yapılan araştırma, piyasada yeterli rekabet olmadığında şirketlerin maliyet artışlarının çok üzerinde fiyatlama davranışlarına yöneldiğini ortaya koyuyor. Diğer bir çalışma ise Türkiye'deki zombi şirketlerin kredi dağılımını bozarak sağlıklı şirketlerin gelişimini engellediğini gösteriyor. Zombi şirketlerin sayısı arttığında, çeşitli yan etkilere neden olabiliyor.

Sonuç ve Gelecek Beklentileri

Bankacılık sektörünün zombi şirketlere kredi vermeye devam etmesi, sağlıklı şirketlere yönlendirilebilecek kredi havuzunun daralması anlamına geliyor. Verimlilik artışı, yeni istihdam fırsatları ve inovasyon gibi kanallarla ekonomiye gerçek katma değer sağlayabilecek sağlıklı şirketlere kredinin yeterince ulaşamaması, ekonomik gelişmeyi uzun vadede olumsuz etkiliyor. Merkez Bankası ekonomistlerinin bu iki çalışması, şirketler arası rekabeti artıracak ve bankacılık sektöründe kredi dağılımını iyileştirecek reformların önemini açıkça ortaya koyuyor.

Türkiye'nin enflasyon, cari açık ve düşük verimlilik gibi sorunlarını çözmesinin temel yolu yapısal politikalardan geçiyor. Ekonomik reformlar ve sıkı para politikaları, gelecekteki enflasyon hedefleri için kritik bir öneme sahip. 2025 yılı, bu hedeflere ulaşmak için atılacak adımlar açısından belirleyici bir dönem olacaktır.

Bize Ulaşın